Mükemmelliğini ve kutsallığını hiçbir dilde anlatamayacağım kadar eşsiz bir güzelliğe sahip olan doğaya, aldığımız ilk nefesle beraber merhaba dedik. Fakat artık dünyaya merhaba diyen her bir kişi doğayı tehdit etmeye başlar oldu. Öyle bir hal aldı ki adeta geleceğimiz olan doğa ile bir savaş haline girdik. Umuyorum ki bu savaşa yenik düşer ve gelecek nesillere iyi bir yaşam bırakırız.
Toprağı suyu, denizi ağacı, havayı yani tümüyle doğayı, maalesef ki koruyamadık. İnsan olarak koruma güdüsüne sahip olduğumuz halde sadece bencil kalıp, geleceği düşünmeden doğayı hunharca harcadık. Ve hala harcamaya da devam ediyoruz. Çünkü tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız doğanın bize sunduklarının kat be kat üzerinde seyrediyor. Yaşanan bu durum da doğayı acımasızca yok ediyor.
Eşsiz güzellikte olan kainatımızı oluşturan birçok parça vardır. Bunlardan biri de ormanlardır. Doğamızın en önemli parçalarından bir tanesi olan ormanlarımız ekolojik dengeyi kurar, oksijen üretir, erozyonu önler ve iklim dengesini korur. Durum böyleyken maalesef ki çoğunluk, ormanları sadece kereste deposu olarak görüyor.
Yukarıda bahsetmiş olduğum örnekler ormanlarımızın ne kadar önem arz ettiğini de anlatıyor aslında.
Unutmayalım ki doğanın ekolojik dengesini bozmaya devam edersek dünyanın da yaşanamaz bir yer olması kaçınılmaz olur. Çünkü “Doğa Asla Affetmez”…
Yazımın sonuna gelmişken konuyla alakalı aşağıya çok güzel bir parça bırakıyorum. AURORA'NIN “the seed” adlı şarkısı bize çok güzel bir şey anlatıyor aslında. Şarkının sözleri bize yaşam veren ağaçların kesilmesi, su kaynakların yok olması, suyun da artık zehirli olup içilemez hale gelmesiyle birlikte o uğruna bittiğimiz paranın aslında hiçbir öneminin kalmadığını, maddi değerlerin de artık bir yerde önemini yitirdiğini, ve hayatı, ormanları, denizleri, soluduğumuz havayı yani tamamı ile doğayı asla ve asla parayla satın alamayacağımızı anlatıyor.
AURORA “the seed”
Tıpkı tohum gibi,
bilmiyorum nereye gideceğimi,
toprak ve gölgeyle büyüyorum,
mücadele ederek erişiyorum ışığa.
Tıpkı deniz gibi, mucizenin izinden gidip
açıyorum kendimi, hepsi ağır çekimde.
Para yiyemezsin, yo hayır,
para yiyemezsin, yo hayır.
Son ağaç devrilip nehirler
zehirlendiğinde, para yiyemezsin, yo hayır.
Güneşle besle beni, havayla besle,
Hakikatlerle besle beni, dualarla besle.
Comments